Sınıf Mücadelesi ve Devrimci Feminizm

05.10.2016, Lesezeit 5 Min.
1

Ağustos ayının sonunda devrimci kadınlar Barcelona'da bir toplantıda buluştu. Toplantıya İspanya’daki “Pan y Rosas” (Ekmek ve Güller) kadın örgütü üyeleri ve Fransa’daki CCR (Courant Communiste Révolutionnaire)’den yoldaşların yanında Revolutionär-kommunistischen Jugend'dan (Devrimci Komünist Gençlik - RKJ) da aktivisler katıldı. Toplantının bazı kararlarını sunuyoruz.

“İşçi sınıfı kadınları, kadın olarak ezilip, işçi olarak sömürülüyorlar” tezi, Troçkist Fraksiyon – Dördüncü Enternasyonel ve sempatizanı devrimci kadınların buluştuğu ve Pan y Rosas’lı yoldaşların hazırladığı toplantının hareket noktalarından biriydi. Başörtüsü ve seks işçiliği meselelerinden, kadın ve LGBT* hareketlerinin durumlarına kadar birçok güncel konuyu tartıştık ve tecrübelerimizi paylaştık. Önemli kararları burada toparlamak istiyoruz.

Kadınların Özörgütlenmesi

Bizler kadın ezilmesinin ancak kapitalizm ile beraber tamamen ortadan kaldırılabileceğini düşünüyoruz. Her ne kadar kadının ezilmesi kapitalizmden çok daha eski olsa da, tarihsel olarak hep bir değişim içinde olmuş ve – bugün de aralarında kapitalizmin egemen olduğu – üretim biçimlerine uyum sağlamıştır. Ancak bu kadın ezilmesini bugün öylece kabul edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Kadınlar hakları uğruna savaşmak için kendilerini bağımsız olarak bugün örgütlemeliler. Kadın örgütleri burada karma devrimci örgütlerle rekabet değil, birlik içinde olmalı ve kadınlar da kendilerini iki tip örgütte de örgütlemelidir.

Kadın ve İşçi Hareketi

Devrimcilerin bugünki görevlerinden biri kadın mücadeleleriyle, işçi mücadelelerini birleştirmektir. Seksist yasalara, kurmaca cinsiyet rollerine ve kendine özgü bir ezilmeye maruz kalanlar, herkesten önce işçi kadınlardır. Örneğin, burjuva kadınları başka bir ülkeye seyahat ettikleri taktirde kürtaj yasağını belli ölçüde çiğneyebilir veya ev işi için daha fakir kadınlara para ödeyebilir. Yani feminist mücadelelerin her zaman bir sınıf içeriği bulunur ve bizim görevimiz de kadın işçilerin mücadelelerini, tüm mücadelelerin merkezine doğru itmektir. Bunun için de işçi sınıfının kadın mücadelelerinde daha görünür olması gerekir.

Pan y Rosas aktivisleri, Panrico fabrikasının grevdeki işçilerini Dünya Emekçi Kadın Günü için yapılan bir etkinliğe bu güdüyle mobilize etmişlerdi. İşçiler yürüyüşe işçi olarak katılmış, bu da birçok katılımcıyı etkilemişti. Aynı tarihlerde kürtaj İspanya’da yasaklanmaya çalışılıyordu ve Panrico’nun grevdeki kadınları talepleriyle kürtaj yasağının onları, işçi kadınlar olarak nasıl etkileyeceğini anlattılar.

Aynı zamanda feministler de proleteryanın mücadeleleriyle ilgilenmeli ve aktif olarak desteklemeliler. Zira bu mücadelelerde milyonlarca kadının yaşam ve çalışma şartları için savaşılmaktadır. Yalnızca tüm ezilenlerle ittifak halindeki bir işçi sınıfı kapitalizmi ortadan kaldıracak sosyal güce ulaşabilir. Devrimci kadın hareketi ve işçi hareketi arasındaki bir ittifak, ezilmeyi tamamen ortadan kaldırabilmek için merkezi konumdadır. Bugün, bu perspektif geniş ölçüde silik ve arkaplanda. Bizim görevimiz ise tam da bu görüşü görünür kılmaktır, çünkü işçi ve kadın hareketi arasındaki bir bölünme ancak kapitalistlere yarar.

Bugünki Feminizm

İşçilerin ve kadınların mücadelelerinin birlikte yürütülmesi görüşünün görünür olmamasının bir sebebi de feminizm içinde sınıf sorununun artık neredeyse hiç bir rol oynamamasıdır. Bazı feministlerin aksine, bizim için sınıf, kültürel bir kimlik sorusu değil ekonomik bir kategoridir. Ancak bugün böylesine açık, kendi talepleriyle sahneye çıkan bir kadın hareketinden söz etmek mümkün değil. Daha çok bölünmüş bir feminizm mevcut, ki bu da stratejimizi hiçbir fiili harekete kanalize edemememize sebep olmakta.

Krizden özellikle kadınlar etkilenmektedir. İçinde bulunduğumuz durumda, devlet içinde yanılsamalara sahip olmayan, enternasyonalist ve işçi sınıfı kadınlarının çıkarlarını merkezine alan bir kadın hareketi, sınıf sorununu reddeden feministler de dahil olmak üzere kadınların büyük bölümünün yaşadığı sorunlara çözüm üretebilir.

Sonraki adımlar ne olmalı?

Amacımız Almanya’da Pan y Rosas gibi bir devrimci kadın örgütü kurmak. Pan y Rosas’tan yoldaşlar bu yolda ortak teorik bir temel oluşturmanın önemini bize gösterdiler. Seksizmin ve ezilmenin kökenini kavramak, bize bu olgulara karşı nasıl bir politika izlememiz gerektiği konusunda yardımcı oluyor. Böyle bir temel aynı zamanda hangi tartışma ve müdadelelerin içinde bulunmamız gerektiği konusunda da yol gösteriyor.

Buna ilaveten, bugün kendimize (genç) kadınların hangi problemlerden müzdarip olduklarını ve bu problemlere ne tür cevaplar verebileceğimizi tekrar tekrar sormak zorundayız. Gündelik sorunların “sıradan” olmadıklarını, aslında hepsinin kapitalizm ve ataerkilik için bir işlevi olduğunu açıklayabilmeliyiz. Bu gündelik sorunlardan yola çıkarak, bu sorunlara karşı ne yapabileceğimizi konuşabiliriz. İşte tam olarak burada bugünün devrimci politikanın merkezi tartışmaları ortaya çıkıyor.

Mehr zum Thema