PTS Kongresi: Medyanın bir kitle partisinin kollektif örgütleyicisi olarak kullanılması
Arjantin’de yapılan PTS kongresinde solun işçi sınıfı, gençlik ve kadınlar üzerindeki etkisini nasıl arttırabileceği konuşuldu. Sınıfa Karşı Sınıf'ın da bir parçası olduğu uluslararası online medya ağına bağlı “La Izquierda Diario” bu konuda merkezi bir rol oynamakta.
Sosyalist İşçilerin Partisi’nin (PTS) 15. Federal kongresi Temmuz ayında Buenos Aires’te yapıldı. Üç gün süren kongrede partinin kaydettiği genel ilerleme konuşuldu ve partinin işçi sınıfı, kadınlar ve gençlik içindeki etkisi ve örgütlülüğünün nasıl güçlendirilebileceği hakkında öneriler tartışıldı. Eylül 2014’te hayata geçen “La Izquierda Diario” medya ağının bu süreçte önemli bir rol oynayacağı düşünülüyor.
PTS’in kaydettiği ilerleme ve etkinliklerinin yönelimi yoğun bir şekilde tartışıldı. Aşağıda bu tartışmalardan çıkan sonuçları sunuyoruz:
15. kongre sonucunda köklü bir değişime karar verildi. Hedef, La Izquierda Diario’nun hem dijital hem de basılı versiyonunu işçiler, gençler ve kadınların kollektif bir örgütleyicisine dönüştürmek olarak belirlendi. Somut olarak, LID’in ülke çapında Macri hükümetine ve eyaletlerdeki Cambiemos ve Peronist „Zafer Cephesi“ yönetimlerine karşı direniş örgütleyenlerin elinde kollektif bir araç haline getirilmesine karar verildi. LID, aynı zamanda „Solun ve İşçilerin Cephesi“ne (FIT) işçi sınıfının ihtiyaç duyduğu bir kitle partisinin inşası hususunda destek verecek.
PTS, bundan iki yıl önce solun sadece sendikal faaliyetler ve seçim kampanyaları (milyonlara ulaşabildiğimiz ender zamanlar) konusunda haber yapma rutinini kırmak hem de basın yayın ve web sitesi aracılığıyla yapılan propogandanın sadece bir avuç insana ulaşabilmesinin ötesine geçmek için LID’i kurmuştu.
Bu ilk sınırlı başarıların üzerine inşa ederek sosyalist ve enternasyonalist sınıf görüşümüzü insanlara tanıtan bir politik akım oluşturmak için siyasi etkimizi dijital ortamda arttırmaya karar verdik. Zamanla LID, büyüyerek 11 farklı ülkedeki bileşenlerden oluşan, 6 dilde yayın yapan ve partimizin enternasyonalizmine katkıda bulunan uluslararası bir ağa dönüştü.
Net sonuçlara ulaştık: Ziyaretçi sayımız, sitenin açılmasından öncesine göre 1000 kat artarak günlük ortalama 40000’e (Aylık 1,2 milyon) ulaştı. Yaklaşık 38000 kullanıcı siteyi ayda 10 kereden daha fazla ziyaret ediyor ve her ziyarette en az üç farklı sayfaya bakıyorlar. Dakika başı güncellemelerle, LID birçok insan için doğrudan bilgi alabilecekleri bir ortama dönüştü.
Böylece artık sadece fikirler için bir kaynak olmanın ötesine geçti. (Baş makalelerimizin ve önde gelen Arjantinli gazetecilerle yaptıgımız ropörtajlarin görüldüğü alan)
Aynı şekilde, haftalık yayın yapan online televizyon kanalı La Izquierda Diario TV de sol düşünceyi yaymak için her türlü medyayı kullanma isteğimizi göstermektedir. Bunun için programın devlet televizyonunda yayınlanmasını da talep ettik.
Bu kararlı adımların önemli bir sebebi, FIT’in Ekim ayındaki ön seçimlerdeki başarısının başkan adayı Nicolas del Cano, başkan yardımcısı adayı Myriam Bergman, milletvekili adayı Christian Castillo ve eyalet temsilcilerimizin tanınırlığını arttırması oldu.
Kongrede, fikirlerini ve eleştirilerini ifade eden ve makaleleri arkadaşlarıyla, aileleriyle, iş ve okul arkadaşlarıyla paylaşan işçiler, kadınlar ve gençler arasında gittikçe daha çok kabul gören bir kanal yarattığımızın altını çizdik. Bu inisiyatifi çoğaltma ve sistematikleştirme yoluna gitmeye karar verdik. Binlerce yoldaşımızın bu gazetede yazmasını ve böylece gazeteyi kendi gazeteleri, yani solcuların, işçilerin, gençlerin ve kadınların gazetesi haline getirmelerini istiyoruz. Onlar, gazetenin gerçek öznesi haline gelmeliler. Bugün içlerinde PTS üyelerinin, bizim kurduğumuz örgütlerin ve parti destekçilerinin kurduğu ağların üyelerinin bulunduğu 7000 yoldaşla yola çıkıyoruz. Lakin amacımız, politik etkileriyle yüzbinlerce insana erişebilen birkaç bin insanı daha kapsayan bir yayın ağı oluşturmak.
Bu yüzden kongre, her ay muhabirlerin ve gazeteye katkıda bulunanların yazdığı en az 2000 makaleyi yayınlamayı hedef olarak belirledi. Buna redaksiyon ekibinin yazdığı 1000’i aşkın makale de ilave olarak geliyor. Redaksiyonun çalışması hem arkaplan (teori) makaleleri hem de dakikalık güncellemeler sunmak üzere vardiya sistemi halinde yeniden düzenlendi.
Neden Leninizm’den bahsediyoruz? Bize göre işçi sınıfının ve işçi sınıfının partisinin örgütlenmesinin en iyi örneğini Lenin’in yönettiği ve 1917’de Rus devrimiyle taçlanan süreç teşkil etmiştir. Leninizm, kapitalistlere, sendika bürokrasisine ve siyasi bürokrasiye devrimci bir program vasıtasıyla karşı çıkmak için kökleri işçi sınıfının içinde bulunan ve demokratik merkeziyetçiliğe dayanan bir parti inşa etmek ve nihayetinde bu yolla işçi iktidarını ve sosyalizmi kurmak demektir.
Bizim stratejimiz budur. Bu strateji hala güncelliğini koruyan birçok tartişmanın sonucudur. Mesela işçi sınıfi merkezli (işçi sınıfının yaşamından ve mücadelelerinden yola çıkarak) hareket etmenin gerekliliğine işaret ettik. Lenin’in „Ne Yapmalı“sını, bazı FIT bileşenlerinin yaptığı gibi katı bir şekilde yorumlayarak dışarıdan konuşmayla yetinemeyiz.
Özellikle 2014 yılındaki Lear mücadelesi sırasında göz önüne gelen bir başka mesele ise, tamamen sınıf savaşını yürütmekle ilgilenen bir parti kurmamızın mı, yoksa her ne kadar işverenler ve bürokrasi gerektiğinde işten çıkarma terörüne, sokak çetelerine ve kanunsuzluğa başvurmaktan çekinmese de yasal zeminden ayrılmamanın mı gerektiğiydi. Ama Leninizm aynı zamanda devrimci sol ile işçi hareketini birleştirmedeki esneklik ve yaratıcılık demektir. Bu, gerileme dönemlerinde örgütün dağılmasını engellemek için safları sıklaştırmak, ilerleme dönemlerinde ise cesurca ve geniş bir şekilde hareket etmek anlamına gelebilir.
Çarlık Rusyası’nda 1912’den 1914’e kadar legal olarak yayın yapan ve işçilerin kendi yazdıkları yazıları yayınlayan Pravda gazetesini örnek alıyoruz. İşçi grupları, gazeteyi finanse etmek için para toplamıştı. O dönem işçi mücadelesinin ilerleme dönemiydi ama gazete birçok kez sansürlenmişti ve bu da gazeteyi gizli yayın yapmaya yöneltmişti. Lenin, gazetenin kendini politik bir özne olarak konumlandıran işçi sınıfının gazetesi olduğunu savunmak için (para/eşya) toplama kampanyası ve her gün yayınlanan 40 makaleyi göstermişti. Bolşevik Parti kapılarını açmış ve Prawda için çalışan herkesi parti destekçisi olarak görmüştü. Her ne kadar bugün şartlar çok farklı da olsa, biz Lenin’in metodunu yeniden uygulamak istiyoruz.
Bu meydan okumamız esnasında ne gibi koşullar bulunuyor? Ülkemizde büyük sendikalar sınıf işbirlikçisi olduğu için işçi sınıfının bağımsız bir siyasi ifadesi yok. Sendikalar, cumhurbaşkanı işten çıkarmalara karşı olan kanunu veto ettiğinde hiçbir şey yapmadılar ve zamlara karşı da bir şey yapmayacaklar. Ülkedeki güç dengeleri net değil. Bir çok işçi göz ardı edilme tedirginliğini yaşıyor ama düzene olan hoşnutsuzluk artıyor ve bir zaman Kirchnerizmi destekleyen reformist illüzyonlar dağılıyor. Bu durum da işçilerin ve yoksulların baş kaldırması için uygun koşullar yaratıyor.
Başka bir önemli faktör de Kirchnerizmin krizi. Binlerce işçinin, kadının ve gencin Peronizmin daha ilerici bir versiyonuyla yaşadığı, yanılgıları açığa vuran deneyimler bu halk kesimlerinin sola yaklaşmasına imkan tanıdı. Biz buna cesurca müdahale etmek istiyoruz. Lopez olayını izleyen ve sevilmeyen birçok kişinin (Daniel Scioli, Anibal Fernandez vb) müdahil olduğu krize rağmen gençlik arasinda Kirchnerci gençlik örgütlerinin (La Cámpora, Nuevo Encuentro, Evita, Kolina) hala etkisi var. Bu örgütler parti çizgisini hiç tartışmaya açmadan uyguluyorlar ve aynı zamanda bu örgütlerde cinsiyetçilik ve homofobi vakaları da görüldü.
15.kongrede daha önce Kirchnerci hareketin içinde olup şimdi PTS aktivisti olan yoldaşlar da konuşma yaptı. Onlar, Kirchnerizmle politik ve ideolojik olarak tamamen yollarını ayırmış işçiler, kadınlar ve gençler. Bir burjuva hükümetinin işçilerin sömürülmesine, halkın yoksullaşmasına ve kadınlar ve gençlerin bastırılmasına neden olan koşulları değiştirebileceği yanılgısından kurtuldukları için Kirchnerizmle yollarını ayırdılar. Yollarını ayırıp sınıf bilincine sahip sosyalistler haline geldiler.
Birçok delegenin tartışmaya müdahalesi şu sonuca ulaşmamıza yol açtı: FIT’in bütün sempatizanlarını, binlerce Kirchnerci aktivistin de yaşadığı krize birlikte müdahale etmek için, birlikte işçi sınıfına ve yoksullara yapılan saldırılara ve zamlara karşı çıkmak için, sendika birliklerinden ülke çapında bir grevin örgütlenmesi ve bir mücadele planının oluşturulmasını talep etmek için ve işçilerin, kadınların ve öğrencilerin bütün mücadelelerine destek vermek için La Izquierda Diario projesinin bir parçası olmaya çağırmalıyız. LID, ülkenin emperyalist güçler ve Arjantinli büyük sermaye karşısındaki teslimiyetine nasil son verilir gibi (bu sadece sosyalizme geçiş icin antikapitalist bir program ve bir işçi hükümetiyle mümkün olabilir) tartışmaların yapıldığı bir platform haline geldi.
Gazeteyi kendi gazetesi haline getirmek ne demektir? Üniversitelerdeki mücadeleler sırasında bize okurlardan gelen binlerce mesajı yayınladık. Gelecekte de buna benzer mücadelelerde bütün ülkedeki binlerce öğrencinin kendi deneyimlerini ve görüşlerini bize yazmasını ve böylece gazeteyi kendi gazeteleri haline getirmelerini, kendilerini ifade etmelerini istiyoruz. Fransa’daki yoldaşlarımız da bunun aynısını yapıyorlar. Devrimci Komünist Hareket’in (CCR) yayın organı olan Revolution Permanente sayfası ülkedeki geniş çaplı grevler ve gösterilerin sesi oldu, anaakım medya bunlari görmezden geldiği dönemde bile. Biz, hepimizin gazeteye yazmasını ve böylece özne haline gelmemizi istiyoruz.
Sadece mücadelelere destek olmayı ve eleştiri yayınlamayı değil, aynı zamanda işçi sınıfının organik aydınlarını da ortaya çıkarmayı istiyoruz. Gramsci, herkesin entellektüel olabileceğini düşünüyordu. Bu noktada, bilgilerini kapitalist sömürü ve sistemin yeniden üretimi için mi, yoksa işçi sınıfının gelişmesi ve toplumun devrimci dönüşümünü sağlamak için bir özne haline gelmesi için mi kullanacakları arasında seçim yapmaları gerekiyordu. Bizler halk tribünlerinin oluşmasını istiyoruz. Lenin, aktivistlerin sadece kısa vadeli ekonomik talepleri değil, aynı zamanda toplumun en çok ezilen bütün kesimlerinin taleplerini ifade etmeleri ve savunmaları gerektiğine inanıyordu. Bunun amacı sadece bu kesimleri sermayeyle mücadelede müttefik olarak kazanmak değil, aynı zamanda işçi sınıfında sınıf işbirlikçiliğine ve sömürülenler arasındaki rekabete karşı bir bilinç oluşturmaktı. Biz, FIT’in kuruluş programının bilincinde olan, yazdıkları makalelerin sınıf bilincinin gelişimine nasıl katkıda bulunabileceğini düşünen dava insanlarının ortaya çıkmasını istiyoruz.
Eğer halihazırda gazeteye yazan aktivistlere ek olarak birkaç bin yoldaş daha yazmaya başlarsa ve gazetenin vizyonuna katkıda bulunursa, bu insanlar daha parti üyesi olmadan da mücadelenin bir parçasi olmuş olacaklar.
LID aktivistleri, işçi sınıfını örgütleyen bir kitle partisinin şart olduğu fikrini yaymak için çalıştıkları zaman parti aktivistleri haline gelecekler. Bu süreç PTS kadrolarının ve aktivistlerinin önemli bir rol oynamasını gerektiriyor: Onlar olmadan hedeflerimize ulaşmamız mümkün değildir. PTS üyeleri bu gereklilikleri hem kongrede hem de kongreye hazırlık sürecinde hevesle, stratejik bilinçle ve gerekli ciddiyet ve çabanın bilincinde olarak kabul ettiler.
Devrimci solun politik gücünün artmasını istiyoruz. Politik güç, seçimler üzerindeki etkiyle aynı şey değildir, çünkü seçimler üzerindeki etki başka birçok faktöre bağlıdır. Her geçen gün politize olmuş kesimlerin (aktivistler, sendikacilar, entellektüeller, gazeteciler ve sol seçmen) gazetenin kalitesini daha fazla takdir ettiklerini gözlemliyoruz. Biz, LID, PTS ve FIT’in ulusal politik sahnedeki etkisini güçlendirmek istiyoruz.
Ama aynı zamanda patronlara, bürokratlara ve yetkililere karşı mücadelenin (sınıf mücadelesi, politik mücadele ve politik hareketler arası mücadeleler) en somut olduğu yerlerdeki, her bir işyeri ve okuldaki etkimizi arttırmanın gerekli olduğunu biliyoruz. Bu yüzden henüz parti üyesi olmayan FIT sempatizanı yoldaşların kendi gruplarını örgütlemelerini destekliyoruz. Bu tür gruplar, seçmen gruplarının aksine mücadelemizde somut bir eylemliliğin temelini oluşturmaktadır. La Izquierda Diario, tek başına güçlü bir silah olabilir, ancak solun somut etkisini arttırmak için bu tür gruplarla bağının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Bu yüzden kongre, işçi sınıfının mücadelesinin ve örgütlerinin gelişimine daha iyi odaklanabilmek için ülke çapındaki „işyeri çalışmalarının“ koordine edilmesine karar verdi. Bu iş şu anda örgütlü olduğumuz sektörlerde, yani gıda üretimi yapan şirketlerde, matbaalarda, sabun fabrikalarında, metro ve demiryolu işçilerinin arasında, lastik fabrikalarında, telefon operatörlerinde, havacılık sektöründe, kamu sektöründe, öğretmenler arasında, seramik işçilerinin arasında, sağlık sektöründe, maden suyu fabrikalarında, SMATA, UOM ve UTA’da, tekstil işçileri ve petrol işçilerinin arasinda ve burada sayılmayan diğer işyerlerinde başlıyor.
Örgütlerde bizim politik vizyonumuzu tam anlamıyla benimsemeyen ama bürokrasi karşıtı ve mücadeleci olan bağımsız yoldaşlarla da ortak noktalarda buluşabiliyoruz. Aynı zamanda geleneksel bürokrasiden bağımsız olan başka politik hareketlerle de ittifaklarımız var. Ülke çapındaki mücadeleci sendikal hareketin temsilcilerini buluşmaya çağırıyoruz ve sendika seçimlerinde bağımsız listeler oluşturuyoruz, her ne kadar aramızda birçok farklılık olsa ve bu hareketlerin bazıları „sol bürokrasiye“ örnek teşkil etse de. Bu ittifaklar, aktivistlerin deneyimini ve örgütlenmesini geliştirmemize de imkan sağlıyor. Öğrenci hareketinde ve kadın hareketinde de benzer bir çizgi izliyoruz.
Pan y Rosas (Ekmek ve Güller) hareketiyle katkıda bulunduğumuz kadın ve LGBTI hakları mücadelesinin de çok önemli bir stratejik ve taktik anlamı bulunmakta. Cinsiyetçiliğe karşı mücadelenin önemini küçümseyen herkese karşı çıktığımız şiddetli tartışmalarda da bu meselenin stratejik önemi net bir şekilde görüldü. (Bu kişiler cinsiyetçi baskıyı bu baskının kapitalizmde görülen en çirkin şekillerine, mesela insan ticaretine indirgediler.) PTS, cinsiyetçiliğe, homofobiye ve transfobiye karşi verilen kararlı mücadeleyi faaliyet gösterdiği her alana, özellikle de işçi hareketine dahil etti. Aynı zamanda reformist feminizme de politik ve ideolojik olarak karşı çıkıyoruz ve sömürülen ve baskı altındaki emekçi kadınların örgütlülüğünün ilerlemesine büyük değer veriyoruz. 15. Kongrede bu kararlılıkla kadınların örgütlenmesi için gösterdiğimiz çabayı arttırmaya karar verdik.
PTS gençliğinin kurduğu örgütler, kamusal eğitimi, işçiler ve öğrencilerin güç birliğini, örgütlenmesini ve mücadele eden öğrencilerin örgütlerini (hizmet kuruluşu modelinin aksine) net bir antikapitalist perspektiften desteklemektedir. Kongrede söz alıp konuşan öğrenci delegelerden ve aynı zamanda üniversite öğrencilerinin dinamizminden etkilendik. Üniversitelerdeki delegelerimiz PTS’in genç kadrolarının önemli bir rol oynadığı ve hem Buenos Aires’te hem de diğer eyaletlerde örgüt kurduğu üniversite mücadelesindeki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Bu yüzden partinin bu önemli kesimini ülke çapında merkezileştirmek ve güçlendirmek icin ülke çapında bir üniversite örgütünün kurulmasına karar verildi.
PTS bütün ülkede yaklaşık 100 adet işçi derneği ve kulüpler kurdu ve bunu diğer şehirlerde ve yerleşim yerlerinde de yapmayı planlıyor. Lakin bu derneklerin işleyişi stratejik önem arz eden işçilerin ve öğrencilerin örgütlenmesini oy avcılığına feda eden mahalle militanlığına teşvik etmek değildir. Bu sebeple 15. kongre gerek LID projesinin gerekse grupların kalkınmasının bu lokaller ile bağlantılı bir şekilde ilerlemesinde karar kıldı. Mangal partilerinde, kutlamalarda, sunumlarda ve buluşmalarda çeşitli fabrikalardan ve sendikalardan yoldaşlar, öğrenciler ve Ekmek ve Güller aktivistleri bir araya gelip fikir alışverişinde bulunuyorlar, birbirlerine siyasi olarak etki ediyorlar ve sorunları ve imkanları tartışıyorlar. Bu bakımdan kongre, başka işçileri örgütlemekle uğraşan işçileri ve yoldaşları daha ön plana çıkarmış durumda. Öğrenci ve kadın hareketinde de durum bu şekilde.
Tartışmanın son konusu, LID’deki ve aylık sol dergi olan Solun Fikirleri’ndeki (Ideas de Izquierda) özel makalelerin, Sosyalist Düşünce Enstitüsü (IPS) ve Lev Troçki Araştırma ve Yayın Merkezi (CEIP) tarafından yayınlanan kitap ve broşürlerin, TvPTS’nin görsel işitsel programının ve Marksizm kurslarının ideolojik mücadeledeki yeriydi. Yeni üyelerin burjuva sınıfina karşı verilen mücadeleyi güçlendirmek amacıyla devrimci Marksizmin teorik araçları üzerine eğitilmesi mevcut üyelerin buna zaman ve emek harcamasını gerekli kılıyor.
Fredy Lizarrague PTS’in ülke çapındaki liderlerinden biridir.