Önümüzdeki mücadelerde tekrar görüşeceğiz!

12.12.2015, Lesezeit 5 Min.
1

Solun ve İşçilerin Cephesi'nin (FIT) 2015 devlet başkanı adayı Nicolás Del Caño'nun, Mauricio Macri'nin kazandığı ikinci tur seçimlerinin ardından yaptığı ilk analizi yayınlıyoruz.

Endüstri patronu Mauricio Macri tarafından uygulanacak olan kemer sıkma ve tasarruf siyasetlerine karşı çoğunluğunu bilinçli seçmenlerin oluşturduğu 600.000’den fazla geçersiz oy geçen pazar günkü başkanlık seçimlerinde kullanıldı. Beklentimiz bu sayının daha yukarıda olması yönündeydi, ama belli ki seçimin diğer adayı Daniel Scioli’nin ikinci turdan önceki son haftalardaki demagojik dönüşümü işçilerin önemli bir kesmini etkilemiş. Kampanyaların sürecinde çalışan nüfusun çıkarlarına karşı planan kesintilere dikkat çeken tek biz (FIT) vardık. Scioli seçimlerin ilk turunda bu konu hakkında tek bir kelime bile sarf etmedi. Onun kendi danışmanları ise büyük ihtimal işçilerin krizi ödemesine yol açacak tasaruuf siyaseti izleyeceklerini ve “akbaba Hedgefonds“larıyla [Amerikan finans fonları] yeni borçlandırma sirkülasyonuna çekeceklerini itiraf ettiler. Bu çizginin nasıl sonuçlar doğuracağını bizler tecrübe ettik. Eş zamanlı yaptığı bir açıklamada baskıcı [Sergio] Berni’yi kendisinin içişleri bakanı olarak tanıttı ve [José Luis] Gioja gibi Barrick Gold [Çevre kirliliği yüzünden eleştiri odağında olan çok uluslu maden şirketi] için çalışan kişiler en yakın siyasi çalışma arkadaşlarını oluşturuyordu.

Artık yavaşca belli olan yenilgiyi engelleyebilmek için Scoli son iki haftada bazı gerçekleri itiraf etmek zorunda kaldı: Macri’nin hayata geçireceği Peso’nun değerini düşürülmesi işçilerin ve halkın mal varlığının büyük bir oranda zengin kapitalistlere, büyük bankalara ve ihracat şirketlerine geçmesi anlamına geldiğini söyledi. İşçi sınıfına karşı uygulanan yeni bir gasp hamlesi. Ama Scoli’nin alternatif bir planı yoktu. O da hakim sınıflar için iktidara gelmek istiyordu ve eğer seçimleri kazansaydı, içerik olarak çok da farklı çalışmayacaktı. Dün de dediğim gibi, yıllardan beri süren sağ siyasete kendini sevdirme çabası tam da Macri’nin zaferi ile sonuçlandı.

Lakin söylenildiği gibi, bir çok işçi haklı olarak endişe içindeler. Macri’nin kendi kazanımlarına saldırmasına karşı Scoli’ye verilecek bir oyun bir tür savunma olacağını düşündüler. Gerçekte ise bu tür “daha küçük bela“ düşüncesi bir tuzak anlamına geliyordu.

Önümüzdeki aylar işçiler ve halk için oldukça zorlu geçecek. Bir çok sendika yöneticisi kendi ayrıcalıklarını koruyabilmek için çeşitli manevralara kalkışacak ve sonucunda işçileri yalnız bırakacaklardır.

FIT bütün televizyon ve radyo tanıtım konuşmalarında ve makalelerde net ve kararlı bir şekilde kesinti siyasetlerine karşı direniş sergilenmesi gerektiğini söyleyen tek güç konumundadır. Sadece bu değil. Ayrıca geçim masrafları üstündeki maaşlar için de mücadele etmeliyiz! Emeklilerin maaşlarının yüzde 82’sini alabilmesi için mücadele etmeliyiz. Maaaşların vergilendirilmesine ve günlük ihtiyaç eşyalarına uygulanan vergilerin de sonlandırılması için mücadele etmeliyiz! İşten çıkartılmaların ve kısa çalışmaların yasaklaması için de! Kendi kazanımlarımızı ve zaferlerimizi savunmak için büyük kapitalistlerin yıllar boyunca işçilerin sırtından topladıkları kazançlarına yönelmeliyiz. Bizler devasa mal varlıkların daha fazla vergilendilmesi, varolan kaynakların konut üretimi için bir ulusal çapta plan talep ediyoruz. Sermayenin yurtdışına kaçmasını engellemek için, ulusal birikimleri büyük bankaların elinden alacak ve bunları da küçük esnafa ve üreticilere kredi olarak sunulabilecek tek bir ulusal bankayı talep ediyoruz. Dış ticaret üzerine devletin tekeli için mücadele ediyoruz. Küçük üreticinin zararına sınır kapılarını ve limanları kontrol eden bir kaç tekelin sistemine karşıyız! Tüm ülke çapında doğayı tahrip eden devasa maden ocaklarının yasaklanmasını talep ediyoruz.

Bizler, bugün işçilerin çoğunluğunun kemer sıkma siyasetine karşı bizim geçersiz oy kullanılması yönündeki önerimizi kabul etmediğini ve patronlardan yana oy kullandığının farkındayız. Macri’nin uygulayacağı toplu taşıma ücretlerine yapılacak zamlara karşı, işten çıkartmalara, alım gücünün düşmesine karşı ve sendikalardan sendika bürokratlarının atılması mücadelelerinde birbirimizi yeniden göreceğiz. Aynı zamanda “daha küçük bela“ mantığını aşmak için tek gerçek garanti olan işçilerin siyasi aracının kurulması zorunluluğunda ısrar edeceğiz. Bizler, tüm halkın genel refahı ve bir işçi hükümeti için mücadele edeceğiz!

Mehr zum Thema