FT Konferansı: Temel Kararlar

29.08.2016, Lesezeit 15 Min.
1

Dördüncü Enternasyonal – Troçkist Fraksiyon’un (FT-CI) 10-17 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen X. konferansının temel kararlarını paylaşıyoruz.

X. Konferansın katılımcıları arasında Arjantin’den Sosyalist İşçilerin Partisi (PTS), Brezilya’dan Devrimci İşçilerin Hareketi (MRT), Fransa’daki NPA bünyesinde faaliyet gösteren Devrimci Komünist Akım (CCR), Almanya’dan Devrimci Enternasyonalist Örgüt (RIO), Şili’den Devrimci İşçilerin Partisi (PTR), Meksika’dan Sosyalist İşçilerin Hareketi (MTR), İspanya’dan Sınıfa Karşı Sınıf (CcC), Bolivya’dan Devrimci İşçilerin Birliği (LOR-CI), Venezuela’dan Sosyalizm için İşçi Birliği (LTS), Uruguay’dan FT’li yoldaşlar ve ABD ve İngiltere’den Left Voice bulunuyordu.

Katılan delegasyonlarda farklı kuşaklardan temsilciler vardı: FT’nin kurucusu olan yoldaşların yanı sıra, gençlerin ve özellikle kadınların katılımı ön plandaydı.

Yoğun tartışmalarla geçen bir hafta boyunca, delegeler uluslararası durumun başlıca yönlerini ve yeni boyutlarını, ayrıca devrimcilerin görevlerini ele aldı. Söz konusu tartışmaları çeşitli makalelerde paylaşmaya devam edeceğiz.

Aşağıda okurlarımıza, Konferans’ta varılan temel sonuçları ve alınan kararları sunuyoruz.

(1) Uluslararası durumdaki değişimler ve FT’nin Avrupa’daki gelişimi

FT’nin X. Konferans’ındaki tartışmaların bir bölümü, sekiz yıldır süren kapitalist krizin yol açtığı dünya ekonomik ve politik durumuyla ilgiliydi. Söz konusu kapitalist krizin önemli sonuçlarından biri yeni politik olguların ortaya çıkışı. Bugün merkez ülkelerde (Avrupa ve ABD) Gramsci’nin “organik kriz” olarak adlandırdığı sürecin unsurları göze çarpıyor. Bu bağlamda, bugünkü reformizmin özellikleri, yeni reformizm ile emek reformizmi arasındaki farklar ve de günümüzde devrimci partilerin inşa stratejileri üzerine bir dizi temel tespitte bulunduk.
(Bkz. FT Konferansı: Reformizm, merkezcilik ve devrim)

Mart ayından bu yana yoğun grevlere ve gençlik eylemlerine sahne olan Fransa, merkez ülkelerdeki “organik kriz” ve sınıf mücadelesinin gelişimi açısından hiç şüphesiz en ileri aşamayı temsil ediyor. Merkez ülkelerde, bilhassa da Avrupa’da yaşanan bu yeni süreçte, uluslararası akımımız eski kıtada ilk kez oturmuş gruplarla yer alıyor ve sürece doğrudan müdahale etme imkanlarımız bulunuyor.

Konferansta, FT’nin bu ülkelerdeki politik müdahalesi ve gelişimi için gerekli çabayı sergileme ve araçları geliştirme kararı alındı.

(2) İnternet siteleri: Ulusal ve uluslararası düzlemdeki sesimiz

Dijital gazetelerimizden oluşan uluslararası ağ, önemli bir gelişme sergiledi. Halen 11 ülkede ve beş dilde (Almanya’daki RIO’dan yoldaşlarımızın Türkçe sayfası da sayılırsa altı) yayın yapıyoruz ve bu tür bir faaliyet yürüten yegane uluslararası akımız. Ağın amacı, toplumsal devrimi hedefleyen bir enternasyonalin inşası hedefimize doğru ilerlemek, ki bu da bizim için IV. Enternasyonal’in devrimci bir temelde yeniden kuruluşu anlamına geliyor.

X. Konferans internet sitelerinin, FT örgütlerinin politik düzlemde farklı farklı düzeylerde de olsa bir sese sahip olmasını, düzenli politik ajitasyon yapmasını sağladığını tespit etti. Öte yandan siteler, devrimcilerin ideolojik ve politik etkisini artırmak için önemli birer araç vazifesi görüyor.

FT içindeki en gelişkin örgüt olan PTS örneğini alırsak, parlamento üyeleri, medyadaki müdahalelerimiz ve FIT (Solun ve Emekçilerin Cephesi) seçim kampanyaları üzerinden oluşturduğumuz kitle ajitasyonu imkanlarımızı, La Izquierda Diario sayesinde daha da geliştirdik.

Örgütlerimizin yüzlerce militandan oluştuğu Brezilya, Şili, Meksika ve Fransa’daki internet sitelerimizin gelişimi ise, bazı açılardan PTS için sitenin sahip olduğu önemden de büyük bir öneme sahip. Zira bu ülkelerdeki siteler, örgütlerimizin politik görünürlüğünü ciddi bir biçimde artırdı.

Fransa’daki Révolution Permanente (Sürekli Devrim) internet sitesi, çalışma yasası reformuna karşı mücadele için sokaklara dökülen gençlik ve işçilerin sesi oldu ve sol entelektüeller arasında ciddi bilinirlik kazandı.

Brezilya örneğinde Esquerda Diário, kurumsal darbeye karşı, fakat PT’den bağımsız bir politik duruşun sözcüsü haline geldi. Brezilya’da yaşanan derin krizde PSOL ve PSTU gibi geleneksel sol partiler ya darbeci kampa ya Lulacı çizgiye meylederken, Esquerda Diário’nun bir tür “üçüncü cephe”yi temsil eder haline geldiğini söylemek mümkün. Şimdi, yaklaşan belediye seçimlerine de adaylarımızla katılıyoruz.

Meksika’daki La Izquierda Diario, Meksiko ilindeki Kurucu Meclis seçimlerine bağımsız aday gösterme sürecimiz bağlamında bir sıçrama gerçekleştirdi. Son 25 yıldaki bu ilk bağımsız sol adaylar, yegane antikapitalist seçeneği temsil ediyorlar ve eğitim emekçileri mücadelesinden geliyorlar.

Şili’deyse La Izquierda Diario’nun gelişimi, öğrenci ve işçi hareketiyle, son dönemdeyse özel emeklilik sistemi AFP’ye karşı gelişen hareketle iç içe. Çeşitli yeni reformist eğilimler (Jackson, Boric, vs.) söz konusu süreçleri politik açıdan kanalize etmeye çalışıyor.

İspanyol devletinde, Izquierda Diario.es radikal solun yeni medya araçlarından biri haline gelmiş durumda. Buna paralel olarak, Podemos’un yeni reformizmine alternatif, antikapitalist bir cephe olarak çeşitli yapılarla beraber kurduğumuz No Hay Tiempo Que Perder (Kaybedecek Zaman Yok) zemini de gelişiyor.

Almanya’ya gelirsek, Klasse Gegen Klasse sitesi, yabancı düşmanlığına karşı duran ve mültecilerin hakları için sokağa dökülen gençlik kesimleriyle iç içe büyüyor. Öte yandan, Almanya’daki radikal sol siteler arasında Türkçe bölümü olan yegane site de, Klasse Gegen Klasse (ülkedeki göçmen işçilerin önemli bir kısmının ana dili Türkçe).

Left Voice sitesinin kurulmasıyla beraber FT, İngilizce konuşulan dünyada da sesini duyurmaya başladı. Bu da, akımımızı uluslararası planda genişletmek açısından önemli bir safha teşkil ediyor.

Bunların yanı sıra, bu yılın Mayıs ayında üç yeni sitemiz kuruldu: LID Bolivya, LID Uruguay ve LID Venezuela.

(3) “Kolektif örgütçü” olarak siteler

Bu temelden hareketle X. Konferans, sitelerin gelişimini Leninist anlamda birer “kolektif örgütçü” olarak derinleştirmeyi tartıştı.

“Gazete, -diyordu Lenin- sadece bir kolektif bir propaganda ve ajitasyon zemini olmakla kalmaz, aynı zamanda bir kolektif örgütçüdür de. Bu anlamda, inşaat halindeki bir binanın etrafında yükselen iskeleye benzetilebilir gazete: binanın cephesini şekillendirir, farklı unsurları arasındaki ilişkiyi kolaylaştırır, işbölümü sağlar ve örgütlü çalışmanın ulaştığı genel sonuçları gözlemlemeyi mümkün kılar.”

Bu bağlamda Konferans, FT örgütlerinin inşasında siteleri ön plana koymayı tartıştı: gelişim düzeyleri, sınıf mücadelesine müdahaleleri, karşılaştıkları farklı olgular, her bir örgütün ortaya koyduğu politik kampanya ve mücadeleler, ve farklı alanlarda kurdukları gruplar bağlamında.

Temel hedefimiz; işçi, öğrenci, kadın hareketleri ve entelektüeller arasında devrimci akımlar inşa etmek ve bilhassa örgütlerimizin işçi hareketine nüfuzunu (proleterleşmesini) güçlendirmek.

Mesele, şu iki faaliyet arasında yakın bir ilişki kurmak: bir tarafta, (“şurdan burdan” gelen insanlarla örgütlenmek yerine) belirli alanlarda kuvvetlenmemizi sağlayacak “mevzi”lerin inşası; diğer tarafta, günlük politik müdahalemizi yoğunlaştırmak için siteleri kullanmak, sitelerle ülke çapında tüm militanlara ve sempatizanlara ulaşabilmek, ve en geniş kesimlere erişebilmek için politikamızı yaymak.

(4) Propaganda faaliyeti ve kadro eğitimi

X. Konferans’ta, her bir FT örgütünün politik gelişimine uygun bir propaganda ve eğitim faaliyeti yürütmenin önemi ele alındı.

FT bünyesindeki gruplar farklı gerçekliklere sahip ve dolayısıyla gelişim aşamalarına göre özgül koşullarla karşı karşıya bulunuyor. Arjantin’deki PTS’nin halihazırda 7000 üyesi var. PTS militanları, çeşitli alanlardaki PTS grupları ve de sempatizan ağları tarafından, bir öncü partisine geçiş süreci çeşitli boyutlarıyla tartışılıyor; bu yönde ilerlerken politik ve sınıf mücadelesindeki becerilerimiz kilit önem taşıyor.

Brezilya, Şili, Meksika ve son olarak Fransa gibi şimdiden yüzlerce üyesi bulunan FT örgütleriyle, onların oluşturduğu gruplar ve sempatizan ağları ise farklı farklı düzeylerde, propaganda ve eylem birlikleri şeklinde işliyor.

Üçüncü bir düzeyde bulunan, İspanyol devletindeki Sınıfa karşı Sınıf (Clase contra Clase), Almanya’daki Devrimci Enternasyonalist Örgüt (RIO) ve Bolivya’daki Devrimci İşçi Birliği (LOR-CI), çeşitli eylemler de yürüten birer propaganda grubu. Bu yapılar şimdiden ülkelerindeki öncü güçler nezdinde tanınırlığa sahip ve gelenek oluşturmuş durumda.

Dördüncü düzeyde ise, Venezuela ve Uruguay’daki başlangıç düzeyindeki gruplar ve ABD’de kısa süre önce kurulan Left Voice oluşumu geliyor.

Dijital gazetelerin gelişiminin bu tabloya getirdiği yeni boyut ise, sadece PTS değil bütün FT örgütlerinin daha geniş bir politik etkiye ulaşmasını sağlamak.

Bu da, örgütlerin gelişiminin ilk aşamalarında salt propagandacı bir faaliyetin ötesine geçmesini mümkün kılıyor: Böylelikle grupların siyasi süreçlere müdahalesi (mesela MRT’nin Brezilya’daki kurumsal darbeye karşı faaliyeti) ve sınıf mücadelesine müdahalesi (örneğin Fransa’da çalışma yasası reformuna karşı mücadele) daha hızlı ilerleme kat ediyor.

Ancak genele bakıldığında hâlâ, kitle hareketine kapsamlı bir biçimde hitap edecek kadroların birikimi aşamasının ön planda olduğu söylenebilir. Bu da, propagandanın ön plana çıkması anlamına geliyor. Grubun gelişimi ne kadar başlangıç düzeyindeyse, propagandanın ağırlığı artıyor.

Gelgelelim, tek başına propaganda kadroların eğitimine olanak tanımaz. Bu nedenle, temel bir görev olarak önümüze, en bütünlüklü anlamıyla kadro eğitimini koymalıyız: Yani, teorik – politik formasyonun yanı sıra, çeşitli mücadeleler yürütmek (sınıf savaşımı, farklı strateji ve programların çatışması, burjuva toplumunun bireycilik gibi „sağduyu“larına karşı mücadele, vs.) ve bu çerçevede (ulusal ve uluslararası) planda devrimci partilerin inşası görevimizde ilerlemek için gerekli yoğun kararlılığı oluşturmak. Bu nedenle, aramıza katılan yeni yoldaşların devrimci Marksistlere yani proletaryanın devrimci siyasetçilerine dönüşmesi noktasında, propaganda faaliyeti ve kadroların eğitimi temel öneme sahip.

FT gruplarının en geniş politik müdahalesi olan sitelerin gelişimi, kadro eğitimini “soğuk” bir süreç olmaktan çıkarıyor, siyasi müdahale ve sınıf savaşımıyla bağlantılandırıyor, politik kampanyalar ve farklı eğilimler arasındaki tartışmalar üzerinden program ve strateji tartışmasıyla ilişkilendiriyor. PTS’den başlayarak gruplarımızın politik gelişimi ne kadar ilerideyse bu müdahalemizin kapsamı da o kadar geniş oluyor.

(5) Left Voice’un güçlenmesi ve yaygınlaşması

Bugün Left Voice, hem ABD’deki oluşum halindeki grubumuzun web sitesi hem de FT’nin uluslararası siteler ağının İngilizce ayağı. Böylece Left Voice, hem ABD’deki politik, stratejik ve programatik tartışmaları harlıyor, hem de bizim güncel politik olgulara karşı (Black Lives Matter oluşumu, Sanders’ın yükselişi, vs.) duruşumuzu yaymamızı sağlıyor. Öte yandan, FT’nin İngilizce konuşulan dünyadaki erişimini genişletiyor.

Konferans, daha kapsamlı bir uluslararası işbirliğiyle Left Voice’u güçlendirmenin önemini vurguladı, bu amaçla bir dizi yöntem karara bağlandı ve Left Voice’un İngiltere’de de oradaki militanlarımız kanalıyla hayata geçirilmesine karar verdi.

(6) Uluslararası ağın Türkçe ayağının gelişimi

Halihazırda uluslararası ağımız beş dilde yayın yapsa da, Almanya’daki RIO grubundan yoldaşlarımızın Klasse gegen Klasse internet sitesinde Türkçe bir bölüm de bulunuyor.

Konferans bu bölümü, hem Almanya hem Türkiye’den yeni katılımcılarla genişletme kararı aldı. İlk elde amaç, Türkçe okuyan okurlara bir uluslararası akım olarak FT’nin başlıca politik gelişmeler ve sınıf mücadeleleri karşısındaki temel duruşunu sunmak. Bunun yanı sıra programatik ve stratejik metinle de önem taşıyor. Bu sayede akımımızın Türkçe dilindeki sesini büyütebiliriz.

(7) Pan y Rosas’ın uluslararası planda gelişimi

Konferans’ta farklı ülkelerde, bilhassa Latin Amerika ve İspanyol devletinde, kadına yönelik şiddete karşı gelişen #NiUnaMenos eylemleri gibi kitlesel mücadeleler tartışıldı. Neoliberalizm sonrası hükümetlerin [Chavez, Lula, Kirchner… hükümetleri -ç.n.], kürtaj hakkı talebine yanıt vermemesi nedeniyle kürtaj hakkı mücadelesinin sürdüğü vurgulandı. Kürtajın yasal olmadığı ülkelerde binlerce kadın hayatını kaybediyor, hapse atılıyor, suçlu muamelesi görüyor; merkez ülkelerde ise kürtaj hakkı kazanımı her geçen gün sağ hükümetler ve politikalar tarafından sınırlandırılıyor.

Kadın hareketlerinde, feminist oluşumlarda ve sol yapılarda -farklı biçimler altında- mevcut olan iki hegemonik vizyonu da tartıştık. İlk vizyon, kadınları kurban pozisyonuna koyuyor ve devletin -aslen cezalandırma yetkisini genişletmek suretiyle- patriyarkal baskıya çözüm getirmesini istiyor. Diğer vizyon ise, -bilhassa emperyalist ülkelerde ve büyük metropollerde- kadınlar olarak zaten bütün hakları kazandığımızı ve çoktan “güçlenmiş” olduğumuzu savunuyor, buradan hareketle bireyi merkeze alıyor, beden ve arzuya yönelik disiplinci söylemleri “yapı sökümü”ne uğratmamız gerektiğini iddia ediyor.

Bu “dönemin ruhu” karşısında, sol akımların ya reformist feminizm, radikal feminizm ve post-feminizme adapte olduğunu, ya da bir o kadar anti-Marksist bir pozisyona savrularak, kadınların ezilmesinin özgül yanlarını inkar ettiğini ve onu tamamen kapitalist sömürüye indirgemeye çalıştığını tespit ettik. Her iki yönelim de, işçi sınıfının, baskılara karşı emekçi, devrimci ve sosyalist bir program savunur ve antikapitalist ve devrimci bir işçi hükümeti kurmaya çalışırken, bütün ezilen kesimlerle beraber ittifak kurma mücadelesi vermesi gerektiğini gözardı ediyor.

Bu kısa özette sunamadığımız kadar geniş bir kapsama yayılan bu tartışmalar temelinde, Konferans şu kararları aldı:

a) Pan y Rosas (Ekmek ve Güller) Uluslararası Manifestosu yayımlanacak. Manifesto, sosyalist devrimci kadın akımımızın temel politik ve ideolojik mücadelelerini, kadınların kurtuluşuna dair strateji önerimizi, aslen emekçi kadınların örgütlenmesine odaklı olan program ve militan pratiğimizin başlıca unsurlarını ortaya koyacak.

b) Latin Amerika ve Karayipler’de Kürtajın Yasallaşması Günü’nün kutlanacağı Eylül ayında, Latin Amerika ağırlıklı olmak üzere, uluslararası bir kürtaj hakkı kampanyası düzenlenecek.

Mehr zum Thema